Bayan Hawkins, tüm yaşamını, verilen emirleri yerine getirmek-le geçirmiş yaşlıca bir kadındır. Önce barındığı yetimhanede, sonra da çalıştığı fabrikada geçirdiği kupkuru, yapayalnız yılla-rın ardından, işyerinden emekli olacağı gün ölmeye karar verir. Fabrikada onuruna düzenlenen törene gitmeden önce ölümüyle ilgili bütün hazırlıklarını tamamlar, evini toplar, intihar mektubunu zarfına koyar. Ancak, kendisini işyerinde bir sürpriz bekle-mektedir: Ayrılış armağanı olarak Bayan Hawkins’e bir ‘günlük’ verilir. Önündeki beş yıllık bir zaman dilimini kapsayan bu günlük’te, yaşlı kadının bu süre boyunca yapması gereken işler sıralanmıştır. Bütün ömrünü buyruklara boyun eğmekle geçiren Bayan Hawkins, karşı çıkmayı aklından bile geçirmez ve gün-lük’te öngörülen buyrukları yerine getirmeye başlar. Bu günlük, kendisine verilmiş beş yıllık bir cezadır aslında. Günlük’teki ilk buyruklardan biri, bir erkekle tanışmasıdır. Gerçekten de bir erkekle tanışır; ancak bunun ardından Bayan Hawkins’in yaşamı inanılmaz derecede değişir; yaşamın gizli zevklerini tatmaya başlar. Ancak... Gündelik yaşamın, farkında olduğumuz ama dile getiremediğimiz küçük ayrıntılarından derin psikolojik çö-zümlemelere uzanan, zaman zaman ‘bilinç akışı’ yönteminin de kullanıldığı Beş Yıllık Ceza, insan ruhunun derinliklerine ine-bilen gözlemleriyle unutulmaz bir roman. İngiliz yazar Bernice Rubens’in Türkçedeki ilk romanı.